KUZEY KIBRIS TARİHÇESİ

TARİHÇE

Tam 15 kez adanın hakimiyetinin el değiştirmesi, Kıbrıs’ın yüzyıllar boyunca ne kadar değerli bir ada olduğıunu anlatmaya ışık tutmaktadır. Kıbrıs adasının Akdeniz’e hükmeden jeopolitik konumu nedeniyle, Mısır, Hitit, Bizans, Lüzinyan, Venedik, Osmanlı, Büyük Britanya gibi ülkelerin hükümranlık izlerini yüzyıllar boyunca taşımıştır. 1.yüzyıl itibariyle Akdeniz’in 3. büyük adası Kıbrıs, Lüzinyan egemenliğinden Venedik egemenliğine geçiş yaptı. Venedik hükümdarlığının halk üzerindeki baskıları ve uyguladığı ağır vergi politikası, Kıbrıs halkının Osmanlı Devleti’nden yardım isteyecek konuma gelmesine kadar itmiştir. Akdeniz’de yaygınlaşan korsan gemisi saldırıları, Osmanlı Devleti’nin yayıldığı büyük coğrafyadaki hakimiyetini güçlendirmek istemesi ve Kıbrıs halkının baskıcı Venedik yönetimininden kurtulmak istemesiyle birlikte 1570 yılında Osmanlı Padişahı II. Selim Kıbrıs adasına gözünü dikmiştir. Günümüzde sokak, cadde ve şehrin önemli yapılarına isimleri verilmiş Lala Mustafa Paşa ve Piyale Paşa önderliğinde Kıbrıs, 1 Ağustos 1571 tarihiyle Kıbrıs’ın en güçlü kalesini barındıran Gazimağusa’nıın fethi ile Osmanlı Devleti hükümdarlığına geçmiştir. Osmanlı Devleti’nin Akdeniz’in en güçlü devleti olabilmesi için yapbozun son parçası Kıbrıs’ta yönetime dahil edilmiştir. Yüzyıllar boyunca hristiyanlığın hakim din olduğu Akdeniz’in incisinde, müslüman bir yönetim hakimiyete gelerek kültür doygunluğunun neden zirvede olduğunu kanıtlamıştır. 1.Abdülhamit’in II. Aleksandr karşısında 1878 yılında aldığı yenilginin getirisine dur diyebilmek amacıyla Osmanlı Devleti; Birleşik Krallık’tan yardım istemiştir. Güneşi batmayan imparatorluğun, Süveş Kanalı’nın açılmasıyla kolaylaşan ticaret yollarına hakimiyet isteği, gözünü Kıbrıs adasına dikmesine sebebiyet vermişti. Böylelikle Kıbrıs adası Osmanlı Devleti ve Birleşik Krallık arasında yükselen bir değer haline gelerek 4 Haziran 1878’de 92,799 sterlin karşılığında II.Abdülhamit tarafından Birleşik Krallık’a kiralanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli antlaşması olan Lozan Antlaşması’nın 1923 yılında imzalanmasıyla birlikte, I.Dünya Savaşı’nda Birleşik Krallık karşısında savaşa giren Osmanlı Devleti’ne cevap niteliğiyle, adanın ilhak edilmesini yeni Türkiye Cumhuriyeti resmen tanımıştır. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1960 yılında ilan edilmesine kadar olan süreçte İngiliz Kraliyet Kolonisi hükümranlığı sürmüştür. 1960-74 yılları arasında süren Kıbrıs Cumhuriyeti egemenliğinde, Türk ve Rum halkı arasında yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle 1974 yılında Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden ayrılmışlardır. Kıbrıslı Türklerin ilk bağımsız devleti olan Kıbrıs Türk Federe Devleti 1976 yılında kurulmuştur. Kıbrıs Türk Federe Devleti ile bağımsızlıklarına adım atan Kıbrıslı Türkler, II.Dünya Savaşı sonrası tüm dünyayı etkisi altına alan self-determinasyon haklarını kullanarak 15 Kasım 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş önderliğinde kurmuşlardır. 1 Mayıs 2004 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti tüm Kıbrıs adasını temsilen Avrupa Birliği üyeliğini kazanmıştır. Ancak bu üyelik, Kıbrıs adasının kuzey hükümdarı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için askıya alınmıştır.

 

Muhteşem Tarihi

Akdeniz’de yaygınlaşan korsan gemisi saldırıları, Osmanlı Devleti’nin yayıldığı büyük coğrafyadaki hakimiyetini güçlendirmek istemesi ve Kıbrıs halkının baskıcı Venedik yönetimininden kurtulmak istemesiyle birlikte 1570 yılında Osmanlı Padişahı II. Selim Kıbrıs adasına gözünü dikmiştir. Günümüzde sokak, cadde ve şehrin önemli yapılarına isimleri verilmiş Lala Mustafa Paşa ve Piyale Paşa önderliğinde Kıbrıs, 1 Ağustos 1571 tarihiyle Kıbrıs’ın en güçlü kalesini barındıran Gazimağusa’nıın fethi ile Osmanlı Devleti hükümdarlığına geçmiştir. Osmanlı Devleti’nin Akdeniz’in en güçlü devleti olabilmesi için yapbozun son parçası Kıbrıs’ta yönetime dahil edilmiştir. Yüzyıllar boyunca hristiyanlığın hakim din olduğu Akdeniz’in incisinde, müslüman bir yönetim hakimiyete gelerek kültür doygunluğunun neden zirvede olduğunu kanıtlamıştır. 1.Abdülhamit’in II. Aleksandr karşısında 1878 yılında aldığı yenilginin getirisine dur diyebilmek amacıyla Osmanlı Devleti; Birleşik Krallık’tan yardım istemiştir. Güneşi batmayan imparatorluğun, Süveş Kanalı’nın açılmasıyla kolaylaşan ticaret yollarına hakimiyet isteği, gözünü Kıbrıs adasına dikmesine sebebiyet vermişti. Böylelikle Kıbrıs adası Osmanlı Devleti ve Birleşik Krallık arasında yükselen bir değer haline gelerek 4 Haziran 1878’de 92,799 sterlin karşılığında II.Abdülhamit tarafından Birleşik Krallık’a kiralanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli antlaşması olan Lozan Antlaşması’nın 1923 yılında imzalanmasıyla birlikte, I.Dünya Savaşı’nda Birleşik Krallık karşısında savaşa giren Osmanlı Devleti’ne cevap niteliğiyle, adanın ilhak edilmesini yeni Türkiye Cumhuriyeti resmen tanımıştır. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1960 yılında ilan edilmesine kadar olan süreçte İngiliz Kraliyet Kolonisi hükümranlığı sürmüştür. 1960-74 yılları arasında süren Kıbrıs Cumhuriyeti egemenliğinde, Türk ve Rum halkı arasında yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle 1974 yılında Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden ayrılmışlardır. Kıbrıslı Türklerin ilk bağımsız devleti olan Kıbrıs Türk Federe Devleti 1976 yılında kurulmuştur. Kıbrıs Türk Federe Devleti ile bağımsızlıklarına adım atan Kıbrıslı Türkler, II.Dünya Savaşı sonrası tüm dünyayı etkisi altına alan self-determinasyon haklarını kullanarak 15 Kasım 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş önderliğinde kurmuşlardır. 1 Mayıs 2004 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti tüm Kıbrıs adasını temsilen Avrupa Birliği üyeliğini kazanmıştır. Ancak bu üyelik, Kıbrıs adasının kuzey hükümdarı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için askıya alınmıştır.